Şiir Tutkusu

Menü

Cinnet Sanayili Cöl Buzullasmalari

Özelligini yitirmis nesil tüketisimlerinin hazin sonucudur simdi simdilerde özgür iradeli, özgün kisilikli, özel ve toplumsal mahrem yahut na-mahremliklerinin hayata has ve insana sevgililikli donanimlariyla yetkin karakter sahipliliginden terkolup, herseyi boyutsuz bir derinlikle karanliklastiran önesi karmakarisik ve simsiyah kimildadikca kendini daha bir siddeti yikici sarsintilarla yüklemlenen eylemlere berbat edip batiran, boydan boya tekillesmis insan maskeli maskarasi.
Yabanci cigliklarin aci feryatlar koparan anlamaz-anlasilmaz yüksek sesli cigirtkanliklariyla agiz dolusu birbirinin üzerine kin ve nefret kusarak karsilikli sarmallasan zincirlere öncesini sonrasiza ölerek devreden mirasyedilik, kopardigi kuru gürültüler kalabaliginda hep birbirini kiyasiya kiyas alarak bitimsiz bir yarisin her halukarda ölümle sonuclandigi yorulup, yozlasip, yipranarak yikildiginin üzerine kokuskun furya salginlari örüp özendirerek; aldigi bu ölü mirasin sonu gelmez dayanikli tüketilisler üresimi icin üstüste sarmalanan hücrelenmis korkuncu sapasaglam devrinden baska kendine hicbirseyi daha cok önemseyip özümsemedigindendir ki….her bünye ve bedene hicbir kendiligince söz yahut itiraz hakki kullanimi karsilik veren dirence rastlamadan, kolayca eristigi avinin akibetine sizip yerlesir; sehpasini kurup cellatlanacagi hayat sahipsizligine her türlü leskin asalak vurum kirim..
Yetiskin bir heykeldir kolu kirik, kanadi kopuk, akli yitik, hayati göcük, bilinci bulanik, bellgi silik, varligi kimiltisiz köle, limitsiz itaatkarliga ipsiz sapsizligi kusursuz bagli, kökleri kurak, dallari yesertisiz-gövertisiz cöl.... dalsiza, direksize, hükümsüze halden hayirsiz ve küt…
Yalnizca nasibini susmak payi aciyan hazin hicran pusatligindan bezenip kusanan ölümcül özendirmelere hakkini tayin olmuslugun daima payina düseninden cok cok fazlasini tükenmekle sartlandirilmis zorbaliklara elpence divan duran; ve yalnizca buyruldugu yönlendirmeler dürtüsüne sarjürlenmis tetiklemelerle firlayip hayatini harcayan hal vaziyetsizlik mahkumu, el yapimi azap- gazaplar müebbetli muhabbetcisi, yarasi bir türlü hayata dikis tutmayan iylesmez illetler mal ve mülkiyetcisi; ve yalnizca veryansin soguk sessizlesmeleriyle ocagi-cirasi kararmis gününü aciyan avuntular pencesinde ilami kanunsuz kitaplarca okunmus mahkumiyete avunara gecirip göcüren, küt heykel….
Günboyu küskünlük-darginlik-bezginlik-bitiklik-bataklik-yitiklik-bencillik asilayan yüklenisin insani can-özünden sogutarak sogultan saheserliklerin ürünüdür. Yani günümüz, miladi aslinda nice ezelden beridir kopuk bir kizilca kiyametin akibetiyle insani insanliktan coktandir silip süpürmüs oldugu herkesin herkese ve herkesin herkesten nispetlendigi kaydolmamis asamalara yikimi daha derin yikilislarin dipsiz evrelerinden devrilip depremleserek vahset zirvelerini yirtinmak icin pohpohlayip kirbacladigi üstünlük yarisinin hicbirzaman hickimseye hicbir getirisi olmayan cinnetten, ibretlik alemlik felaket sonucudur.
Bikip usanmaksizin ve devamli daha verimli cinnetlere asama kaydederek hayatta kalmasini saglayan böylesi ölüm-zulum, yaralayarak kivranmasini sagladigi insansizlik illetlesmesinde sizdigi yuvayi her halukarda dipdiri tutmak icin fitilini yakiverdigi güvensizlik –gerginlik-ürkeklik-korkaklik ve gerilimlilik ortamini daima capcanli tutmak zorundadir. Bütün el ayak dokunup dolasan yasam meydanlarini gezip misafirlenmek maksatli insan, heryeri yalnizca aci yaralar icinde kivranan serzenisli sizlanmalar pasif yüklemlisi kimligi kimyasi belirsiz kisiliksizlige muhtac; argin, yorgun, bezgin, bitik ve tekillestirilmis hüznün her rengiyle acidan baska yasam tatliligini duyup hissetmeyen vazgecmisligince kendini bu hücrelilige tikayanin zindaninda kul-köle mahkumu cezbedisleri kusanip zincirlesince….kendine kiyilmis ve dilimlenmis acilar boyutunda ölüsünü sürükleyecek kafa tatliligi nafakalara dileeeeeem dilem dilencilenerek geri kalan hayatini ölüm-zuluma terkedip, kendisi de bulastigi yanibasindaki geleceksizligi sonu gelmis nesillesmeler olarak ileriki zamana tayin edecektir.
Düzenbozan kinici katliam patronlari tarafindan oynak ve kaygan zeminli yeryüzüsüzlüklerde her an binbir surat maskelesimlerini kiyafetlenip kostümleserek insanlik teni-canindan yikilip giden; ve güvensiz - gerilimli bir hayat kaypincaginda kendine insanlik namidegersizi bir yer tutunmaya calisan kisiliksizlik, bu teminatini ancak yasamindan pisipisine harcanarak; yani ölerek kurtulur. Bu yüzden de sanki günümüzün kendini icinde saklayarak herkeslesen kapkaranlik sülüvetli cigligidir, ölsem de kurtulsam veryansi…
Cünkü artik kendisiyle susarak konusan, ebeveyinlerin daha öncekilerle hayatin hicbiryerinde görüsüp görüsebilmeyi aklindan bile geciremedigi verandalik, neredeyse hayalinde düsünde bile görüsüp bulusmayikendine zül sayan biraradaligin durmaksizin cogalarak kalabaliklarin karanligina karistigi colcocuk yalnizlasma küskenceliginin selamsizinda sabahsizinda….
Yalnizca üstünde göz gözü görmedik kim kim kimi vurduya gittilerle piyasalasip pazarlanan oburlugun yiyip bitirip tükettigi felaket sofralarinin kaldirildigi yerle bir oluslarin toz- duman tüten odsuz-ocaksiz evbarkliliginda cildir cildirak cirasiza kalakaldigi…
Denilir ki misal Hazreti Isa…Romali bir lejyoner`in kudüsü isgali sirasinda Meryem`e tecavüzünden dogdu. Meryem bu gününün ölümle sonuclandigi belirsizligi örtmek icin beklenen `Mesih` hikayesine üc gezginci tüccarin ahir ziyareti sirasindaki zavallilik hikayeciligiyle kolkanatlilik etti. Isa Yusuf`un Marangozhanesinde hayati sorgularken lagim sulariyla beslenenlerle kaymagi kiyak hahamzadeligi aklina sigdirip kalbine bir türlü yerlestiremedi. Isa kapilara sigmayan odun ormanci yapili bir adamdi….ve ürdündeki tuzlu irmak…mezarliktaki sagilan ölü… körün sasi baktigi yerdeki isigi gören fer…böööööylece sonu zeytin agacinda civilere carmihlanan hikayeye sürünüp sürüklendi gitti…
Yani ne bir cam vardi, ne de cikolata dagitan ren geyikli gökyüzünde tozu dumana katan kaymakli kizak; Isa dogup ölene kadar gecen hayati süresince kaymagi kiyak süleyman tapinakcilariyla isgal alti sefil hayatlardan isbirlikciligi kivaminda sefalandiklarina soru isaretleri cakarak, kendi hayatini zeytin agacinda civiletme phasina göze alirken ..…Ve isa bugün kim nasil isterse o sekil tanrilayip posterleyen modalik motiflerde artiz kilikli, kiyafeti düpdüzgün aksamlarin alacakaranligi aksesuariyla sarap masasinda kafayi bulan bir adam pozunda degil, Maria Magdelena kostagina vurgun, kendini platonik arabeski sevdaliligini cikmaz yollara vurgun etmis, aci sonlu bir hikaye idi…
Fakat bugün isa`dan hic olmadik isalar yaratarak inanilmaz devasa bir endüstri kuran Global kumpanyacilik, adeta dehset verici ölümleri tapinaklayip kutsayan seri üretimciligin sürüm ve sürgünlük payiyla kurdugu bedavaci isletmeciligi yayginlastirarak genisletilmis sürsefaliliga etkin ve yetkin kilmak icin, sözde kendini dayanilmaz kan-revanlar icinde katledecek olan istasyonlardan gecerken carmihindan asla vazgecmeyen modelllilikle insanliga adeta hayatinizi sizi yenip size hakim olana teslim edip ölmekten baska careniz yok basmakalipliligini miras edermis gibiye getirerek Isa kimliginde vaziyete uygun masallastirilmis her seyi…
Hele hele de ki, isa`nin dedigi –dilediginin tersine serbest piyasa Globalciliginin cikulota palyacosu durumuna tüketip atilan furyaliga mal ve malzeme yapilan hazin –hüzün- yalanci mumlari yatsiyi bile bulmadan sönüveren zirzivana….
Kendine ekmek su, hava, huzur ve rahatlik veren topraklari cöllestirerek nihayetsiz bir cildirmisliga nefes nefese kac-göcler kovalamanin ne akil yürütecek kabuledilebilir bir izahi vardi, ne de hayati sürekli kilan düzeylilikle denge ve dayaniklilik saglayacak olan mantik yürütmeciligi. Cocuktan dogup büyüyen sinirlari sonsuz yasam genisliligini saygin, saglikli, dinc, ve diri tutan sorumluluklari alarak özgürlesen özgünlüklerin korunagiydi herkeslik mahrem olan toplumsal sosyoloji. Dil, tarih, kültür, paylasim….gibi degeri asla tükenmeyecek olan; ve kullandikca kendini yeniden yesertip tüm tazeligiyle insana hayat ve huzur verecek olan bu degerler yogunu, sosyolojik mahremligin herkesi icine alan ortak iliskililiginin ne kadar herkese pay edildigine dair pusulasini gösteren en saglikli verisiydi. Kim ne kadar büyük özlemler duyarak herkesin payina düsmesi gereken ödevler ve paylasimlara ne miktarda ulasip erisebiliyorsa, dengesini kuran düzenin kisiye sundugu özgürlük, baris, sevgi, saygi, güven, ilgi, iliski…dengeleri de o denli mümkün yahut engelliydi..
Bunun icin evvelevelden ilk evvela yüregi tüm bir yasami sigdirabilecek saglik ve sihhatlilikle kisiligini toplumsal olanlarla kisiye özgün olanlar boyutunu birbirine yalasiklasip alas bulas etmeden özgünlesmesi gerekirdi kisi. Anac ve dogurgan bir incelik, eger ki sinirlari belirsiz gözyummaciligiyla yetistirecegi cocuga benden kiyak olsun diye her isledigi halti yasaya hayata uygun ve yasal olarak görürse, bilmelidir ki günün birinde bu edilgenligiyle saplanip kaldigi dügümden sözümona sevgi bedeli tüm harcandigi diyetini geri isteyecektir…ayrica bu yolla yetistirdigi kisilik bozugu kimsesizlik, gittigi her yerde kendini dayatmakla kabule aliskin suc makinaciligina özen gösterecektir..
Erkegin papyon pudra bin türlü Global sanayi kozmetiklesme artiklariyla kendini keskin karizmasi cizige ezip bozarak ; ve kadinin; hersey benden sorulsuna carsi bazar alan satanina poz kivirip, en önde giden kostakliga kivrak calimlar atarak; cocugun; burda en büyük benim seslenisli ve cok gürültülü kavgaliliga pesin yatirimli en son teknolojik ürün takipcisi ukelaligina rol kestigi…dede, ebe, konu, komsu icine katilmadik kimseyi birakmaksizin herkesin herkese kendini diretip dayatan yarismaciligin dövüsüp cekiserek paramparcaliligini aciktan ilan ettigi gösteriskin budalaliginda kendini vitrin süsüne sinekleyen av pesi ahmakliktir, herkesin herkese birbirinden rol calip asil yükümlülük ve haklarini inkara ve ihlale insansiz koyan.. Hani sorsan, tüm sefiller hayatini carmiha gererek kendi kiyagina kaymakcilik eden yesyeni Global tanriciliginin motorizeli kayikli kizagindan, payina yalnizca ölümcül hikayelerin düstügü ölümüne ahmaklik..…
Ve savruk sacin buzullasmis kent yagmaciligi hisssiyle ayarini bozan cöllesmelerin herseyi yikarak ve yakarak hayatin geride kalan saglamlarini cürüge cikartan doku ve dokunum hücrelesmeleriyle ucsuz bucaksizlasan doyumsuzlugu, heran heryerde tüm tezgahini insanlik tükenisine düzüp…
Bizdeki cami icine kadar heryeri vurgun viranina ceviren kurulu kapandir; Global eksen üzeri faaliyetle yasamin iflahini kesen fenerin lambasini kirip; camini catlatip, fitilini fitiiiiil fitil hayatini yaktiklari insanlar ölüsüne söndürüp… dünü geleceginden karartip tek renge karanliklastiran güvensiz, gerilimli, korkulu kiyametli abluklalarin Bop-tüccarligina tipa tip esbenzerlesen yayilmaci yikiciligi gibi. Insanlarin hayatini harcayarak saglanan akli-vicdani ve dengesi bozuklarla heykellenip esbaskanlik sultasindan boplaniyor ki hayatimiz..
Cünkü birikmis öfke patlamasidir...cingirakli seslere kapisi calinan ve kristal fanuslarda kar yagisli manzaralarin manzarasi güzele masallandirildigi uyusturarak uygunlugunu saglayan galeriden hortlatilan canavar nihayetliligin trafigi karmakarisigindaki kim kimi tutarsa ona, en kiskivrak halinde ve en zayif aninda dipten tepeden dalarak tüm toplumsal patlamalarini uslandiran. Eger kimse kimseyi bulamazsa, doooooooogruca hafta sonu kalin duvarli, bol gürültülü, herkesin herkesin üstüne ölüsünü yikarak kustugu stadyumlastirilmis bol tartismali müsabakali hortlak hortlattiran dögüs-cekisler hicligine…
Simdilerde su gün, yutkundukca bogazinda cakili kalan hamhayalcilik takili kancalardan dadanmis bir müptelanin narkozlandigi irilesen ihtiyac tüketimiyle insan; karga tulumba kundaklanmis kelepceli kabuslari kendi suratina beraber giydirip kiliflandiranlarin ezip bozdugu kifayetsizlige cirkinleserek, sefilligine dengedengeli kitlik kanatince cignemlenmis tükrülmüslügü ac kalmis da, sanki ondan kudurmus gibi kapis kapisa tikinip, varyogunu kimsiz-kimsesizligine maskelenen.


Seyfi Karaca………..Aralik / 12
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca