Şiir Tutkusu

Menü

Ceryanmotorlu Vampiryal

Hepsinin derdi aynı hinliğin fitnelediği cinnet yuvasıdır aslında. Aslında hepsinin hinliği birbirine taş çıkartırcasına alıcı kuşlaştıklarının iç-güdüsünden aldığı zehir zemberek kuzgunu iblis çapulculuğudur hiç kuşkusuz .
Hiçbirinin birdiğerine nüans fatrklılığı olmaksızın birbirini amansızca birbirinden bulaştırdığı niyeti, şerden; hordan, zülden, zulumdan, ziyan üstüne ziyan açan kirli ve paslı bir kilidin dünyayı hükmüne ziindan etme dürtüsüdür..
Hepsi bir diğerine dünden bugüne boyunu ve boyutunu aşkın bencilleşmiş insan terkedilmişliğinin sürekli yeni dünyalar keşfine çıkan uçsuz bucaksız kaçaklarla yeniden ve yeniden kendine dönen tükenişlerin arayışlarına çıkan çöküntüleri yenileyerek tekrar eder...
Portekiz bandırallı kürek mahkumlu talan tekneleri, İngiliz armadalı toplu tüfekli lordlar kamaralısı, İspanyol korsanlı kimi pasaklı İsabella, kimi Kolomb...kimi Macellan...Kimi kuru kafa tunç bilekli kılıcı keskin şamarlı oğlan, pala kılıçlı Jan Darklı hikaye mensubu Fransız, ceryanmotoru tam tesisatlı atom parçası, süslü bombik......
Kimi;
Herbiri birdiğeriinin en son koyduğu mezardan yeniden hortlattırarak herbiri birdiğerini hayret uyandırırcasına son model şiddet ve vahşet donanımlı illetlik ve lanetlik pisikopat. Hepsinin gözü dönüp, gönlünün karardığı dünyanın güzeller güzeli kendi halindeliğini en kuduzgun dalışlarıyla etinden tırnağından parça koparmaların cinayetleşmiş şebekeciliğidir; başında bela niyetiyle Azraili kesilip..Kimi İmperyal ecel...kimi İmparatorvatoryum gazaplar celadı.
Kendi aralarındaki kabile kargaşalıklarını dışardaki düşmana odaklanarak bastırıp, siyasi ve askeri otoriyesini ele geçirdiği bütün topluluklara dayatmak için sürekli ve kesintisiz savaşları cenkleyen CENGİZHAN'ın moğolcası......
Rus toplumunun omurgasını kurup gözünü dünya varlığına diken ve bu uğurda akla gelmedik zalimliğin kitabını yazan KORKUNÇ İVAN'ın Ruscası...
Üstünde Güneş batmadık coğrafyaları cepte kafeslemek için öngörülmüş kilise TANRILARINA bile kafa tutan yedinci HENRY'nin İngilizcesi...
Aynı üç gözlü dengesiz bir terazinin ikinci gözüne ağırlığını koyan NAPOLYAN'i bayililiğin Fransızcası...
O terazinin üçüncü kefesinde kuklasını pazara çıkaran İmparator Wilhem hayal gücünden doğma Hitler'liliğin Almancası...
Hanlar üstüne hanlığın birbirini defterden silip yazan yaz-boz çincesi..ve ; kendi hakkından kendi gelen bu akılalmazlığın en dibe çakılışıyla dışavuran insanlık Harikiriliğinin...
Artan vahşet özlemleriyle ve sahip oldukları bilim-teknoloji mal ve malzemelleriyle dehşetler saçarak dünyaya, hiç hızkesmeksizin aynı bildikleri emperyal-vampiryal yolun yolcusudurlar hepsi de.
Aha şimdi şu an muhteşem İvanı hortlatırcasına Ruslar; birdaha Kominizm tehlikesini doğurmayacak sebeplere bir taraftan YURO_amerikan ile hem müttefik ( Helmut Schröder'in Gasprom düğün derneklileiştirdiği EŞBAŞKANLIKLA Nabuko'cu boruları Sibirya'dan Avrupa' ya gazlattıran klüpten)
Aha şimdi şu an Yuro-Amerikan-japoncular kendi aralarında dünyanın kuzeyi senin güneyi benim diye paslaştığı coğrafyalarını bomlayarak...bomlatarak...bombardıman ederek..tehditle, şantajla, rüşvetle....işgalle, kanla; zorla, zulumle; insanlığa ihanetle...
Aha şimdi şu an Çinliler dünya pazarını ele geçireceğim derken, dünyanın bütün kalpazanlarına toplumunu ve yeraltı zenginliklerini iliklerine kadar semirttirip sömürten ahmaklıkla en karanlıklı ve gizli yollardan dolambaçlar dolanan gaflet ve hıyanetle..
Ve Türkiye...
Bütün bu aç kuduzgunlar arasında gittikce yaşam enerjisini yitiren sersefiillikle, onun bunun kurguladığı tezgahlara dümen suyu çeken bataktan dibe batışların sıradan pazarlık kartı ve azgın koşularının uçurum aşağı cirit atan cokeyi durumunda.
Aha şimdi şu an Türkiye, yarım yamalaklarla O yakadan düşüyor öbür yakaya can çırpınıyor iblisin kol düğmesinden şahanelik tutunabilir miyim acep diye..?
Hiç üstüne olmayan güzel komşuluk ilişkilerinin esasına yarı sömürgesi durummundakilerin buyruğu ve EŞBAŞKANLIĞI oranında dinamitler döşüyor. Kendi hassas dengelerini kendi eliyle birbaşkasının keyfine en kaygan zeminsizliklerde alabora ediyor.
Dün ' Nabuko'ya ( Avro-asya enerji hattı ) imza atmıştı Yuro-amerika hesabına uygunluk gösteren kıyak çıkarına. Fakat bugün, beni Avrupa Birliği' nde desteklemediniz diye şimdi tutturmuş 'Güney Akım Projesi'ne, yani Rusların çıkarına kart pozlanıyor..ve buradan Almanların dipten kışkırttığı Fransız çığlıklı 'Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı ' şantajı doğuyor...Ardından Irak Malik' i merkezi hükümeti ' çek arabanı buralardan' tellalini basıyor...Ona restle Türkiye, birzamanlar 'Postal Yalayıcısı ' dediğini muhatap alıp, resmi ziyaretlerle hucum taaaruza geçiyor...( Ne karikatür, ne biçim gırgır şamata bu böyle be...!)
Çünkü ne geçmişte en çok ERGENEKON tarihsel değerliliğimizi sonuna kadar dilinde laçkalayan YURO-amerikan denetim ve yönetimli sanal milliyetçiliğin çantasında kekliklik malıydı bizim Türklüğümüz, ne de milli-muhafazakar mücahitçiliğin bozuk parası niyetiyle taşıdığı kirli çıkısı..Atatürk'ü sürekli paraya çeviren batı yamağı süslü sosyetik her türlü sülüklerin ağız kenarından dökülen salya sümüğü de değildi bizim Türklüğümüz...
Bu hesap evveliyatını şaşırdığından bu yanadır ki....Herşey, Din de, devlet de, insan da,i inayet...dinayet...kültür, adalat...herşey... soytarılığın elinde oyuncak oldu.
O yüzden şimdi Osmanlı diye günahıyla sevabıyla bütün tarihsel oluşum gelişim ve kendi kendini öngören yaşamsal koşullara hassasiyet gösteremediği sebebiyle sonunu hazırlamış bir sonla buluşturmuş olan zeminde çöreklendiler hepisi. Dış emperyal ve iç artıklıktan kırıntı kalpazanlayan sülükler...Bu oluşumun adı 'Yeni osmanlıcılık ' ekseninde bölgesele EŞBAŞKANLIK..
Yalan ve yanlışlardan inancını temin eden aminsiz dinsizlik gibi bir şey..Yani kendi kafasına nasıl uyarsa o şekil Ilımlı İSLAMİK amigos...Fasa fissss
Oysa yüzlerce devlet ve on altı büyük imparatorluk kurdu bizim tarihimiz...
Ve hiç biri bir diğerinin mezarından bir ötekini ahlayıp vahlayarak hortlatıp yeni oluşumunu temin yoluna gitmedi. Yani Kara hanlılar ille Oğuz Yabguyu isteriz de isteriz demedi. Gazneliler ille Göktürkleri çağır gelsin demedi. Hatta hatta Osmanlılar...
Evet evet, bizzat Osmanlılar bile, Selçuklu olmadan asla şurdan şuraya gitmeyiz demediler...Çünkü hayatın ileri giden ve insanını yıkılmış yitikler arasından sıyrılıp gelmesini bekleyen geleceğe dair yolları, ancak kendi zamanı ve koşullarını iyi okuyup ona göre çareler koyan olgun; bilgin, cesur ve ataklığı gerektirirdi..Osmanlı da zamanında Selçuklu'yu terkederken aynıyı yaptı
...Atatürk Cumhuriyeti de Osmanlı'nın artık Fatihası okunması zorunlu unutulmaz hatıralıktan başka hükmünün kalmadığı teşhisini koyarken aynen böyle yaptı...
Kaldı ki, osmanlı hatıralarıyla dolu nice dünden bugüne kalan şehirlerdir ki, misal İstanbul, en ziyadesiyle ANKARALAŞAMAMIŞ yeni osmanlıcılar sayesinde yerle bir edilip tanınmasız hale getirildi. Yeni Osmanlıcılığın aslı esasıysa, uluslararası sömürgecilerin yerli buldukları işbirlikçilerinin eline tutuşturulmuş alelade vesikalık niyetiyle, toplumunu oyalama ve salaklaştırma güncelsizinden başka hiç bir şey ifade etmemekteydi. Film haladır, Türkiye adlı sinemada şu an şu gün itibarıyle de gösterimdedir
Bu ara...Demiş tik ki...
Ermeni techir olayları yaşanırken...ve Kürtler tek başına yerleşip kalırken bu acı ve sancılı tarihsel olaylar süzümlemecinden sonraya bölge de. Madem ki haktır, sormak gerekir, 'Belası size sevabı bana2' der gibi midir durum ve dış kışkırtıcılarının aklının dip kırıntısına dahi hiç gelmeyen...Kürtler...
Bu yaşanmışlıkların neresindeydi acep...? Heeee !?


Seyfi Karaca......Ocak / 12
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Seyfi Karaca