Şiir Tutkusu

Menü

Bölük Pörçük (1-2-3)

BÖLÜK PÖRÇÜK (1)

Ne de ısıtır insanın içini
Yaz günleri
Ilık esen rüzgârla
Sabah güneşi
Komşu gelin Yeter bacının
Transistörlü radyosunda
"Şen ola düğün, şen ola"
..........
Çiy vardır erkenden
Ağzını açmış bekleyen aslanlar gibi
Ekinleri yutmayı bekler
Biçerdöverler
Hele bir kuşluk vakti gelsin
Dinle o zaman
Vagonete gürül gürül dökülen
Buğdayın bereket sesini
...........
Sac kurulmuş dışardaki tandıra
Ümüş ebem içli çörek yapıyor
Çöreğin de kenarı kızarmış
Hoş kokulu tereyağ akıyor
Odanın kapısında
Dedem
Elinde peşkir
Sinekleri kovalıyor
Biraz gecikirse çörek
Dövüşecek adam arıyor
.............
Bir telaş bir telaş köylüde
Harman hasat zamanı
Önce dökülür buğday kapıya
Kamyoncular gelir, çinik çinik sayılır buğday
Kışlık yiyecek, borç harç parası için
Satılır "Yabanlı"ya
Biter mi iş köy yerinde
Sap çekilecek, patoza verilecek, saman yosulacak
Biz üç kardeş kendi işimizle birlikte
Koşarız yardıma
Anamızın tek "gardaş"ı dayıma
..............
Güz yaklaşır
Başlar köylünün tek eğlencesi düğünler
Vursun davul, çalsın zurna
Kurulsun sinsinler
Öyle bir iki gün değil
Dört gün sürer
Komşu köylerden gelen gidenler
Nasıl unutulur Haydar, Hüseyin ustaların
"Gıy gıy" abdal havaları
Atılan paraları sırt üstü yatıp alan köçeğin
Zil şakırtıları
Hele de peş peşe gelen
Bu gün hepimizin unuttuğu
Köyümün halayları
En çok da gelin gideceği sabah
Serilen çeyizi
"Benim de olur mu bir gün?" diye
Seyretmeyi severdim
Gelin çıkarken evden zurnacının çaldığı
Gelin havasıyla ben de bazen
Gözyaşı dökerdim
..............
Çok severdi köyümün gençleri
Futbol oynamayı
Bir de o zamanın rüzgârıyla
Devrim yapmayı
Her yanı düzlük olan köyümde
Filesiz direklerle kurulmuş
Kireçle çizilmiş futbol sahası
Bırakın çevre köyleri
Yakın ilçelere de kafa tutardı
Köyümün formasız futbol takımı
...............
İllerde, ilçelerde tutulan
İki göz evlerde
Üçümüz, beşimiz bir araya gelip
Bazen başımızda bir ebemiz
Okumaya çalışırdık
Biz köy çocukları
Ne de tatlı gelirdi haftada bir
Altmış kuruşa sinemaya gitmek
Ve de belki yılda bir
Yüz yirmi beş kuruşa yarım ekmekle birlikte
Bir tabak kuru fasulye yemek
................
Bugün de böyle
Dizelerle anlatmak istedim köyümü
Şimdi gidip de bulamadığım tatları
Zaman zaman
Anlatacağım
....................................................................

BÖLÜK PÖRÇÜK (2)

Evler evler
Toprak damlı evler
Kış yaklaşıyor, kar, yağmur
Bu evlerin damları
Çorak ister
Çorak dediğin iki köy ötede
Güzyurdu’nda
Traktörler getirmek için bu çorağı
Yarışa çıkar
Birbiri ardında
Biz de iki emmi oğlu
At arabasıyla
Kaplumbağa ile tavşanın yarışı misali
Düşeriz yollara
Bir göçmen köyü var
İki saatlik yürüyüş mesafesi
Adı Yurtyeri
Onlar gelince, ben doğduğum yıl
Kaymakamı vurmuş köylüm
Yerleşirler de toprağımızı bölerler diye
Köyüm medeniyeti onlardan öğrendi
Tarlalar yine bölündü
Kerpiç duvarımızı, sıvamızı onlar yaptı
Pancar, ayçiçek ekmeyi onlardan öğrendik
Bir de çatılı evi
Çünkü onların hepsi işinin eri
.............
Akşam olur
Çoluk çocuk yer sofrasında
Çalarlar kaşığı bulgur pilavına
Ya da ara sıra da olsa
Patatese, patlıcana
Daha sofra yeni kalkmıştır ki
Duyulur dışarda
Hakkı dayımın "Ben geliyorum" öksürüğü
Tam da ne güzel sohbet olacak derken
Uyuklamaya başlarlar Hacı dayı, Yaşar dayı, Ali Şükrü ağabey
Her biri bir köşede
...........
Bir bayram sabahı
Köyün aklı yeteni camide
Gezici olduğunu söyleyen vaiz
Konuşuyor o kutsal kürsüde
Ama söyledikleri
Çok tuhaf, saçma geliyor hepimize
Dayanamıyor "Hatip" namıyla Hakkı Çavuş
Bağırıyor vaiz bozuntusuna:
"İn aşağı ordan dürzü!"
Neye uğradığını şaşırıyor adam
Allak bullak oluyor yüzü
..........
Kadınlarımız, kızlarımız
Analarımız, bacılarımız
Hele de yazın
Durmadan çalışanlarımız, çalışanlarımız
Az da olsa boş kaldığında
Eline hemen kirman alanlarımız
Şimdi ara sıra da olsa
Aklıma gelir
Düğünlerde
"Su sızıyor, sızıyor taşların arasına
Oğlan ben kurban olam kaşların arasına"
Türküsüyle birlikte
Def çalışınız
.............
Açarız uyumamışsak
Akşam saat dokuzda radyoyu
Dinleriz sanki huşu içinde
"Mikrofonda Tiyatro"yu
Bir de ramazan geceleri sahurda
"Ah,Karagöz’üm" sesleri
Köyde az bulunan radyodan
Maç dinlemeye gelirlerdi bize
Köyümün neredeyse tüm gençleri
............
Göllerinde kurbağalar öten
Bacalarında Dadağı kömürü tüten
Şimdilerde çoğu insanını
Kentlere göçüren köyüm
Anımsadıkça seni
Hep anlatacağım
..................................................

BÖLÜK PÖRÇÜK (3)

Utangacız,sessiziz ama
O kadar da uysal değiliz
Biz de
Bazen elimizde kuş lastiği ya da
Sapanla gezeriz
Lastiği bulmak kolay
Kesersin vagonetlerin eskimiş iç lastiğinden
Peki ağaçtan çatalı nerde bunun
Dikili ağaç yok ki köyde
Kessek bu ağacın bir yerinden
Satın alırdık herhalde
Köye gelen çerçilerden
..........
Elimde kuş lastiği
Dolaşıyorum ne yapacağımı bilmeden
Birden bir serçe konuyor
Teyzemgilin tandır damındaki bacaya
Körün taşı denk gelir misali
Lastikteki taşı salıyorum havaya
Baktım bacaya konan o minicik serçe yok
Korktu, uçtu gitti, diyorum
Biraz sonra tandır damının
Yanına varıp
Küçük pencerenin camında
Göğsü kanlı
Çırpınan serçeyi görüyorum
Kırlangıçları hiç vuramazdık ya
Artık ne serçe ne de güvercin vuruyorum
............
İlkokul diplomalı da olsa
O zamanlar
Babam, köyün memuru
İlçeden köye gelen
Tapucusu, tahrirat katibi, bankacısı
Öğle yemeğinde
Bizim evde
Haber gelir
Yemek hazırlanacak
Yumurta kırılacak
Tereyağlı pilavın üstüne
Tavuk da didilip konacak
Şimdiki gibi hazır tavuk mu var
Görev bize verilir
Tavuk önde biz arkada koş babam koş
Çok geçmez
Bizim tavuk olur sarhoş
Kanatlar düşer, ak tavuk koşamaz olur
Biraz sonra kesilmiştir
Kendini sıcak suda bulur
Yerler, içerler, pantolon kemerleri göbek üstünde memurlar
Evin çocukları da sıyrılmış kemiklere bakar
............
Bozkırın ortasında
Düz ovada ağaçsız bir köy
Toprak çok bereketli ama
Yetişen buğday ve pancar
Sebze, meyve ne arar
Arada sırada ilçe pazarından gelen meyveler
Onu da ev ahalisi
Gıdım gıdım yer
"Kömbe" denilen şehir ekmeği yani somun
Ayda yılda bir kez kasabadan gelir
Mübarek; pasta, börek niyetine yenir
...........
Bin dokuz yüz altmışlı, yetmişli yıllar
Bir "Neşet Ertaş rüzgârı" esiyor
Orta Anadolu’da
Biz gençler de dinliyoruz
Büyük zevkle
Bu "Bozkırın Tezenesi"ni
Radyoda ya da kırk beşlik plaklarda
"Köprüden Geçti Gelin" türküsü
En güzel ifadesini buluyor
Halaylarda
.............
"Bölük Pörçük" anılarım
Zaman zaman devam edecek
Köyümün kırk elli yıl önceki
Yaşam biçimi
Bu tarz anlatımımla
Köy sitemize
Yine gelecek
..........................................................................................................
Numan Kurt
Numan Kurt25 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Numan Kurt