Şiir Tutkusu

Menü

Bıçak Kemiğe Dayandı

Güneşi düşe, düşü düşünüşe, düşünüşü gülüşe çevirmekti abdalın işi, ama oldu ama olmadı, eyvallah

Tedbiri mülk eylemeyenin sonu hükümlülüktür sevda mecralarında

Böyle biline dedi suya bakıp sanrıları bulan ulu bilici
Susama kanaat etmeyenin kuşatmasında yeri olmaz hiç kimsenin
Çünkü hepimiz birer susamız
Anlamadım demeye duramadığımız bir yerdeydik
Burada üstadlar anlaşılmak için değil işitilmek için vardılar
Ve oy tarihe tesbih taşı muamelesini layık gören bu katran düzen
Zehr-i zemin bir kederden hoşlanmaktaydılar

Sustuk, her gelen sustu
Sanki Beyrut’ta düşmüş bir barikatın hüznü takıldı
Düşselliğini nesnelliğe dönüştüren her bayrağın altına
Kalktı abdal dedi ki
Ey kendini kendiyle ölçüp gücünü beyninden alanlar, doğrulun
Yorulmak
Yoğrulmanın ve yeniden var olmanın içinde küçük bir maceradır
Yaşanır ve unutulur, doğrulun
Kusur, ekmeği reddedenin, güne ihanet edenin

Okyanusa bakar gibi bakıyorduk o cehennemi uykuya
Durdu su
Sokaklarda uluyan köpekler sustu
Gözleri maviydi, toynakları turuncu
O dört nala boşalan yılkı sustu
Becerebildiğince kırmızı gelincik ormanı uçurumlar
Şahinin avına son kez bakışı sustu
Ve döndü hava

Abdal dedi ki
Göz görmeye ağaç yeşermeye başlayıncaya kadar inatlaşacaksınız
Bu kurşuni kanyonunda bu sebepsiz akarsuyun
Kaşınızın altında kan revan bir cumhuriyet taşıyacaksınız
Asma yapraklarının arasından üzüm taneleri görünene kadar
doğrulun
Kurumadı henüz toprağa düşürdüğünüz şiir
Vezne kabil bir mıntıka bulmasa da elbet çiçeklenecektir

Uyandı göğün altında beraber yalnız yaşayanlar
Acıkmış bir serçe yavrusu gibi yuvasında tarihten habersiz olanlar Uyandı
Abdal dedi ki
Sevda sığınağa sığmaz, bıçak kemiğe dayandı
Bülent Aydınel66 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
5.00/5 Toplam verilen oy : 5
Ekleyen Kullanıcı : Bülent Aydınel