Bakır Çalımına Kaç karat elmastan ötedeydi hayat
Ve kaç grama denk gelirdi
İki dirhem bir çekirdeği hora geçmenin
Çerçisinde dut kurusu, aydın inciri, cıngıl boncuk
Keçiboynuzu memleket memleket dolaşan
O...
Yerini ara ara zor bulunup
Hiç bir şeyle
Hiç mümkünü yok
Ölçüsünü alıp kabını dolduramayan
Demeden önce ne dirhemle, ne karatla,
Ne ömrünü veznadara yazdıran ayarla
Sözünü yalnızca yüreğiyle ince eleyip
Sık dokuyarak kıyassız
Dedikten sonra değeri bulunmayan insanlığını
Kefil koyan
Dediğinin dengesinde duranı arıyorsa bundan böyleler..
Ayaküstünde..
Kendi huzurunda
Çıldırmaktan dört dönen beterin beterini
"Bana bulunma da
Kör şeytana buuuuluuun..!" çaresizi
Kopmuş bağlarının hatır gütmez
Sır tutmadıklarına durmadan
Duldalanıp duvarlanan hani makbulsüz
Dolmuş bir vade gibi yükünün altında ezim
Ezim
Ezik
Herkes herkesi fişlerken
Herkeş herkesi şişlerken
Herkes herkesi kayıt ve gözaltı hapisliğinde
Çelme tökez
Milyarlarca çoğul bir kalabalığın üstüne
Kaçıp kurtulurum sanarak, hucum atak
İmi tümü bir gram bile etmeyen selamsızlığını
Gün mesaisince yanıp söndüklerinden afiş mafiş
Ele geçenlerini sil, sel, sallama
Oluklandığı patronaj kanallardan
Eğer engeline takılmaz,
Araya hışırtı girmez,
Fişi çekilmezse sesi ve soluğunun
Ne arasın..? Ortam hep böyle meydanda
Ortlalık hep öyle..Kök kütük
Acil yazı ve nufussuz dilekce
Görüntüsü de insanına ulaşacaktır
Eğer.. bütün engellerini aşar
Sağ kalır,
Kablolardan bakır çalmaz da varırsa
Selamına selamın

Seyfi Karaca...........Mayıs / 10

2.5/5 Toplam verilen oy :