Şiir Tutkusu

Menü

Ayrılık

Ağır akşamlar usul usul çökerken şehre
Solgun camlarda can verdi ışıklar,
Bir kızıl ‘ahh’ kopunca dilimden
Ufuk boydan boya yüz hüzne boyandı.
Karanlık renkler sırıtıyordu ufukta
Yalnızlığın gölgesi
Çınladı durdu sırlı sonsuzlukta.
Dağların ardında, ‘o yer’de midir?
Sevda yüklü yarınlar,
Yoksa sımsıcak çığ gibi
Düşlerimi besleyen gönlümde mi?
Dallara takılmış üç beş kuş da
Katılıp gitti de göç kervanına,
Bense hâlâ uzaklardayım…

Gümüşten gürzünü savururken güz,
Akşamın dizlerine yığılıvedi gün.
Yeryüzü dönmekte ölü toprağına
Düşlerden düşerken birer birer
Benzi sapsarı güz yaprakları
Hazanın taştan kucağına.
Gölgeler üşüyor, gözler nemli
Bu âlemde en gizemli
Ölüm hakikatidir canımı yakan.
Zaman ise sadece bir merdiven
Sonsuz gecelerin ardına uzanan.
Dağlar mor, dallar kırık, yollar sarı…
Karşımda can çekişen şu sonbaharı
Gördükçe titrerim…

Güz akşamlarının gurbet yarası
Sızım sızım sızılar gurub sonrası
Elimde yar mektubu,
Dilimde sıla türküsü
Uzanır göklere kat kat
Engellerin kalın örtüsü.
Deva diye yüze sürülürken
Bir küçük ışık, şık bir tebessüm.
Hasret ufkumu çepeçevre doldurur
Düşler ırmağı sonsuz bir nur.
İplik iplik savrulan çile yumağım
Ruhumu umuda bağlayan bir bağ olur.
Şu titrek, şu kırık kalbim
Yemyeşil baharların pembe hayaliyle avunur…
haktandurul23 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : haktandurul