Yıldız uzaklarından muhacir rüzgarlar dönünce
Baygın düşene kadar hasret gölgelerine
Sevdalık işinden şu aşık oluşum
Salkımlara dem biriktiren alaca vakti mevsimi
Belalı geçit
Şu mahkum olma işi kalbime
Kimi muazzam hüzünle
Yolunu bulmak için hayat yitikliğinin
Henüz doğmuş bir ay şaşkınlığıyla
Gece zindanlarının içinde
Dünyaya fısıltısını yayan gizli bir haber gibi
Gizli gizli çiçeğe büyüyen
Saklı tomurcuğuna gülün
Adımlarım sürgün gardiyanlığından geçerek
Çıngırak çiyan
Dikenlerinin
Ve güvercinler kadar tutkun
Kırlangıçlar kadar göçmen
Turnalar kadar sırra sır…
Şafak ağartılarının burçlarında
Bir nefeslik ömrüm olsun diye
Vakti vakte devreden diğer günden başka gün
Olacak hal, gidecek yol, söylenecek dil,
Erilecek çağ,
Meskenlenecek il mi vardı ki ora gideydi delim.?
Doğan gün, batan akşamdan başka yalan…
Sarılsam da yorganlarına uzunboyluca
Aşktan başka koynunda yatacak biricik yarim
Asıl dünyam olaydı..

Seyfi Karaca……..Eylül / 10

2.5/5 Toplam verilen oy :