Vurup uyuşturduğunu yaşattım sanan tahammül
Değiş tokuşu geçersiz tespihli ellerde
Mihrabı yıkık boncuklar bütünesiyle uyaksız
Derler ya hani bu ne ayak..?
Fıkranın biri varmış
Fıkrada iki sarhoşluğu karakolluk olan ayık
Demişkine biri ötekine
Hadi burda pineklemenin anlamı yok
Tünel kazıyalım karakolun dibinden,
Sonra da nasıl olsa avludaki duvarı aşar atlarız
Bi güzelce gidip kafamızın kalan yerini ıslar sularız
Uzanmış bakmıştı ya öteki
Demir ranzalı yastıklı ranzalı zincirli
Yeşil soğanlı pencereden etrafta duvar göremeyince
Yapalım yapmasını dediğinden amma
Ufak bir sorun var suya düşen planda
Mümkünü yok bu iş olmaz çünkü
Duvarı marizciler yürütmüş..
Fıkra bu..
Çizgi filimlikler gibi..isteyeni istemediğin yere
Ölüp ölüp yeniden dirilen hayal kahramanları gibi
Hele de buz dolabıyla
Gardorabı ortasında
Çırılçıplak kalınca insan
İki dolap arası iki bünyeli
Ve geri kalan ıvır zıvırı çerlik çöplük çekmecelik..
Bu ne ayak ? Dediydim.. Ve hatırlarsanız,
Bunun tamaman tersinin adını
Aşk koyduydum tümünün adını ben
Ki..açık sözlerle sağ ve salim
Yaz kış kaçbir yedi iklim
Ve dört mevsim
Hayatımın sonuna kadar
Ne dediğime kefil ve ne ettiğinden emin
Ben sözümün, sözüm benim
Bizi bize tembih edip güvenen sevincimizle
Yüreğimizin
Arkasındayız

Seyfi Karaca........Kasım / 10

2.5/5 Toplam verilen oy :