Şiir Tutkusu

Menü

Aşk ve Terk’e Dair

Öyle bir ilişkiye tutulursun ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsin.
Kör kütük bağlanmışsındır aslında...
En güzel yıllarının, acı tatlı hatıralarının ortağıdır;
İç çekişmelerinin nedeni, yazılarının ilhamı, sohbetlerinin konusudur.
Gözyaşlarında, bilinçaltında, kahkahandadır.
Korkunca saklandığın bir sığınak, coşunca öptüğün bir bayrak...
Sevdan riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur.
Gün gelir anlarsın; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya...
Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursun:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse, biraz ya da eskisi gibi olsa..."
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsın.
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsın.
Aşkının gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersin.
"Eskiden böyle miydi ya..." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı;
Açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
Böyle süremeyeceğini bilirsin.Değişim istersin.
O, sevgisizliğine yorar bunu... İhanete sayar.
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
"Ya sev böyle ya da terket" diye gürler...
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini sana...Hoyrattır, bakmaz yüzüne...
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder.
Mühürler dudaklarını, yırtar atar yazdıklarını, siler seni defterden...
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersin, dinletemezsin.
Ayrılırsan yaşamayacağını bilir, ama böyle de sevemezsin
İhanetten kırılmıştır kalemin; severek, terk edersin...
"Madem öyle..." nin çağı başlar ondan sonra...
Madem ki ben böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir,
O halde "günah benden gitmiştir".
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersin.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece....
Daha özgür olacağın limanlara demirlersin bir süre...
Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersin olup biteni...
Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur.
Delikanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini
Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla
"Bana ne kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsın bir süre
Ama sonra ansızın kulağına çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsın.
Kokusunu özlersin; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsın, sular kulağına fısıldasın diye...
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinden...
Dönemezsin...
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsın.
Anlarsın ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz...
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsin, terk de edemezsin. Sürünür gidersin...
can dündar1 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
4.80/5 Toplam verilen oy : 5
Ekleyen Kullanıcı : melis gülen