Şiir Tutkusu

Menü

Antolojik Flologlama Rampahaneleri

Her zaman her dönemde’ yanlış tanrılar yapıp satıyorsunuz, bu yaz boz çarşı sakat işler ve gidişler pazarlıyor ’ diyebilmek cümlesi cürümü kopuk kaypak olmayanı gerektiren zor yüklü ve meşakkatli bir erdemliliktir. Hal böyle olunca...:
Sırf alışa giden yerleşik yaygınlığın istifini bozup huyunu suyunu teşekkül ve teşebbüsünü bulandırmayayım diye çıtını çıkarmaksızın ölü tavır sergi sunum seriliminde söylenmeyen söz, yazılmayan yazı, atılmayan adım ve gösterilmeyen cesaret geç kalınmış bir hayatı dil tarih coğrafya kültür kent yeme içme barınma ilgi iletişim toplum aile birey insan çöküş ve külüstürü olarak azıp saptığı duyarsızlığıyla sorun salgını geri dönşümlerden yıkılıp yağan enkazla ödeşecektir. Çünkü bilim teknoloji toprak yerleşim ulaşım iletişim yapılanma insan kültür ve her türlü ortak yaşam ve birikim kaynağını akıl fikir vicdan
hak ve yükümlülüğün sorgulamalarından uzak tutarak eşitsiz - dengesiz keyfiyetin bencil gösteriş ve israf düşkünlüğünü doyurmak için harcayıp tüketmeler hiçbir zaman çözüm üretmek için değil artarak yüklenen sorun bataklığını içinden çıkılmaz derinliğe boğup bulayacaktır. Bu yüzden tam da böylesi ahlak , niyet, anlayış, alışkanlık ve öngörü yaklaşımından bozulup berbat olduğu kadar yerleşip yapılandığı kent çarpıklığı, toplumsal ilişkisisizliği, bencillik ve gösteriş saplantısı, tahrip ve tarumar olmuş dili, kimyasal zehriyle can çekişen toprağı ve tarımı, ilgiden itibardan kesik kopuk ve yoksun duygusu düşüncesi eğitimi sanatı ve edebiyatı da yığılmış birikmiş şiddet, yozlaşma, güvensizlik, sevgisizlik, paylaşımsızlık, hiçlik, üretimsizlik, sapkınlık, tüketim tutsaklığı dışında hiçbir anlam ve ifadesi olmayan kendine has yapısal özelliklerine taşınıp benzeyecektir. Yanlıştan şekil durup ve her şeyi maddi manevi menfaat ve çıkar ilişkisi hesabına konuşlanıp sabit saplantılardan bakarak, pazar piyasası sürekli değişkenlik bağımlıllığıyla yaşayan çelişkili gerilimli dünya iletişimsizliğinde kalıcı ve sürdürülebilir hiçbir kaygısı direnci emeği çabası sözü dili üretimi paylaşımı olmadan kendine günübirlik geçim yolu arayıp bulmanın her türlü hile hurdasıyla hayatı muhatap alma düşkünlüğünde yaşama tutunmaya çalışmak ; buraya karşı tepkisel duyarlılık gösteren her akıl fikir söz yazı dil ve irade sahipliliğini ortam uyumsuzu kaçık, yahut zaman aykırısı hükmü yürürlükten kalkmış geçersiz -tedavülsüze ilan edecektir.
Sabahtan akşama kadar kılığı kıyafeti uygun, aklı fikri kendine buyrulana ve beklenene uslu münasiplik kutsayıp adeta tapındığı ustasından devşirme- aşırmalık bol soslu acıyla bilenmiş beslenmiş sanat söz yazı resim sinema mimari yahut roman -şiir güzellemesi edebiyatlıyan arızaya ’ dokunmatik düğmelerle çalışan çamurdan insancıklar modelleyip mozaiklenmiş muhteşem şiirsel levha plakalardan dil söyleşip yazı konuşan ’ tahribata tav ve talim oluyor Mega Kozmoz Filologlama.
Birikeni insanla paylaşmak, insanla paylaşılanı hayatın hali yolu aklı fikri diline birikirmektiyse eğer kavramsal değer ve anlamıyla Antoloji; insan eğitmek ve toplumsal iletişime akıl fikir özgürlük irade inanç ve özgüven kazanım ve sağlıklısı kaynaklık etme mecburiyeti ve sorumluluğu vardı.
Fakat günümüz itibarıyla dilediği biçimselliğe uymadığı keyfiyetle yazılıp hanesine yükleneni silip süpürme bandından ANTOLOJİ’ k boşlukları doldurma müshacılığı aynı sıfatla bileşen sarfiyata hız ve hacim yükselterek sonsuz kayıplar arasında her sicil sökümü raf ve format çeşitleme düzeneğine devam ediyor ...
’ Yazmasam çıldıracaktım ’ diyen duyarlılıkla Sait Faik ve yazmak adına köşkü konağı arsayı müstakbel matmazeli vazgeçecek kadar yazmak tutkusunu yokuşlu yollara süren Kafka Franz, hiç kuşkusuz her yazılandan kendine göre dil dağarcık fikir kavram ve sonuç çıkaran matbacılığa terbiyesi verilmiş modelcilik etmeyi doyurmak için yapılmış icat olmuş insanlar değillerdi. Fakat odası çevresi binası muntazam görselliklerle döşenmiş aksesuarlar arasına sadece şarteline dokundukça oynayıp konuşup susan veya kımıldayan insan yapmacıklığını ışıklarla boğulmuş karanlığın havuzbaşı operaktif kuğuldaşmalarından Herry Potter üfürükçülüğüne yıkıp devreden akıl fikir tutulması, blze dönüşümlü zaplayıp zıplayacak başka yeri olmayan tek kare sabit soyut durağanlılığın bakıp bulaştığından kendini boyayıp çalkalayan Vizyontele’ lere, Organize İşler’ e, Duvara Karşı’ lara, Güldür Güldürlere, Gora’ ya yahut İvedik Receplülüğe çakıldı tosladı.
Sesten soluktan yazıdan ve insandan kesik külüstür ve kopuk , döşeli dayalı evlerde sütun salon salıncak kapı ve pencerelere ezberden türevli rol modelliği etsin diye kimsiz ıssız poz çekimlerinin mükemmel misafirini ağırlar gibi özden itibardan yoksun dile yazıya duyguya düşünceye edebiyat sanat giydirip soyutlamak ; hiç konuşup kımıldamadan saplanıp duran her birşeyin yüksek bina boşluklarında nasıl konuşlandırıldıysa hiç değişmeyen yerli yerinceymiş düzeneğiyle , işlesin çalışşın isteniyor ev bark mahle sanat edebiyat ve hayat,
Harcanıp tükenmiş hayalet kabusu nitelikli böylesi kiriş kalıp sutunlar çerçevesinden, güz gelip geçiyor bazan arada sırada, armutlar dökülüyor kızılcıklar arada sırada, kökü saçağı evveli eskisi olmayan çalı çilpi çağla künyesiyle arada sırada kendini raslantıya kaptırıp kaybetmiş hal yol dil ve dünya bir insan belirip kayboluyor aslı yoktan ilgisiz iletişim icat ağında, sevgisiz saygısız cümle yabandan .
Kusursuz paketlenmiş ambalajlar altında hiç bir özü esası varlığı bildirimi iddası tepkisi tarafı içi içeriği olmayan-gidişata göre her ayak uyumlu uysal saplantı ve takıntılar cümle alemciliği öznesi yalın yapay yüklemlerle ezik - bozukluğa tayin teslimat nöbet yazılımları gibidir. Hep geldiğini sanıp hiç varamayan kızak kayımları yalpalanma rampa hanesinde sese söze yazıya girip girişimcilik ettiği feryat figan kükreten acı köpüklü boğum bulaşık çığlıklarla tercümansız tarifsiz hiçliğe kefillik eden daim çevrim içi çark parçacığı gibidir oradaki her bildirim. Oysa her harf hiciv yahut hece kıvrımlarından sıyrılıp çıkamamak adına ortam ayarlayıcısı ütüsü vitrini cilası cilti bozulmadık pürüzsüzlük uyumcusu modelliğini illa farklılık yaratmak kaydına düş ve hayal düşüklüğü seviyesiyle dolup taşmak değil, olan biten herşeyin farkında olup, duyan gören düşünen tavır koyan farkını sahiplenip kendi özgün özgür idrak akıl mantık ve iradesiyle dil iştirak ve davranışını dolaysız engelsiz temsil etmelerin karşılığıdır edebiyat sanat siyaset içerikli mesele .
Kararlı bilgili deneyimli fikirli soran danışan paylaşan sorgulayan kavram çıkarımlarından gören bakan düşünen bilinç birikim ve akıl önermeleri olmalıydı ki , hayatını huzur ve özgüven teminetında sürdürmek isteyen insan değerliliğinin askı gerçekliği olaydı
Bu yüzden eğer bunca güzel sanat siyaset edebiyat aktarılıp dönüyorsa misal ANTOLOJİL FİLOLOGLAMA RAMPASI’ nın bunun burasında , dışarda ölü hayat bağımlısı şiddet cinnet kir ve gerilim müptelası kim diye en basit çıkarımlılığın akıl mantık dengesi yüklenen öznesi bulunmalıydı. Yani ’ ben kendimde dünya alemi gördüm ’ demekle ’dünya alemde ben kendimi gördüm buldum ’ demek arasında birbirinin aynısı olmayan zıt çelişkin anlam ve karşıtlıklar vardır soran sorgulayana, buraya bu temelde akıl fikir yürütemeyip kutsadığı ÜNLÜLERiNE asla dokundurtmayan Atolojık Edebiyat - sanat camekanı rampası Filologlama’ larsa koşulladıkları dışındaki her türlü söz saz yazı duygu düşünce ifade tavır
izdüşümlerini hayal ötesi ucubeden sayıp öze özgün herşeyi silip süpürme tezahüratında bulunacaklardır .
Hayati tehlikesi daima kapıda hazır sözden dilden yazıdan iyibarı kesik karmakarışıklıklarda dünya alemini kendinden ibaret sayan; ve her sakat işi kendine yasal hak bilerek işine nasıl geliyorsa öyle davranmanın en temel alt yapısıdır üstü başı giydirildiği üzere yazan konuşan sanat müzik sinema mimari resim yahut edebiyat güzellemeciliği. Böyle bir yığılmış döşenmiş kibarlık alıp satan ambarın tezgah kurulumcularıysa tükrtime sunduğu çarşı bazar tanrısı ve kusursuz nimeti sayar kendini. Oradaki değer bütününden kaçak ve kayıp saplantı vakası, kurulup kurumlaştığı hastalıklı çürümüşlüğün her türlü sakatlığını ve kişilik bozukluğunu üstünde taşıyarak etrafına yayıp çoğalmalarla kendine benzeyenlerden devamının kalıcılığına ısrarcı olur. Esamesi hiçbir anlam ve ifade etmeyen kendinden ibaretlikten öteye gidemeyerek hiç bir sağlıklı güvenilir sorumlu tutarlı ve duyarlılığa bir türlü geliştiremez kendini. Her beliren tepkiyi de kendine karşı konulması mümkünsüz kusursuzluk kabulüyle suç ve cürümden sayar. Oradan kalkıp yikinerek yürüyen
her yelteniş aklı fikri dili paylaşmayı dağarcığı özgürlüğü ve özgüveni cesaretle besleyip büyütemediği öğün emek ve azıklarla yaşamak sanatını bilmeden, ölüme teslim olmanın korku gerilim yozlaşma çürüme çelişki karamsarlık itibarsızlık karanlık ve çoraklığına kapılarak, çekirdekteki ormanı damladaki ummanı başak sarısındaki harmanı altın gümüşle takaslığın akıl fikir ahlak ve kişilik bozan algısız idraksizlik kabız ve kısır döngü açgözlülüğüne değişim ve dönüşümde eli yüreği emeğe değmeyen ve sadece hazırı sarfedip birikmişi harcayan bitiren israflılık kendine münasip ıygun insan piyasa hayatı ve çarşı dolaşımında vucut bulurken aynı tüketim çarkçısı parlak zenginliğe mamur olacağına dair hırs yarış ve hayal iz peşi sürüklenmelerinin yolunu döşeyip pozunu çalkalayarak kurcalanmış malzeme aracına sırt yaslanıp omuz veriyordur oraya mahsus mahal müstakil müzik sanat ve hususi Filologlama edebiyat.
Batisi dogusu ortasi güneyi kuzeyi uzak veya orta dogusu yok bunun…hep dis ve yüzeysel görünüslere bakarak ait katilimci ilgili dahil etkin duyarli kararli deneyimli paylasim ve sorumluluklarinin olmadigi akil fikir dil kültür iletisim harabesi uzak ve kopuk yerden yetisemeyip yetersiz kaldigi imretilerin kulu kurbani iflahi kesiklikten baska varip gidecegi hicbir kayda degerliligi yoktur, hayatin sabit ve duragan olmayan olumlu veya olumsuz bütüncül gercekliginden sakli gizli donuk ve duvarlasarak yasamaya calismalarin. Taniyip bilmedigi aklin fikrin haric ve uzagindan baskalarinin parlatip söndürdügü yön yol dekor yapi bina vitrin kalip kilif kostüm dil tavir söylem hal bicim sergi ve sunumlarinin sürükleyip celdigi sekilsel akintilarina göre kendine kisilik bulup karakter uydurma arayislarina düsüp yapismak, bir daha asla altindan kalkamayacagi yikinti cökpntü ve hayal kirikliklarinin hep suclayici, kücümseyici, asagilayici degersiz dengesiz kahirlara mutsuzluklara güvensizliklere gecimsizliklere tükenmisliklere iliskisizliklere ve iletisimsizliklere kuraklastirip ezer , bogar bezdirir insani.
Bu yüzden hayatin olumlularini görüp bilmek kavramak kadar, olumsuzluklarinin da fakinda olup ayni akil fikir bulgulariyla gercekligini kabullenerek insan doga kainat ve toplumsal iliskilerini bakasindan bekledigi kadar kendi etkinligini ortaya koyabilmenin ortak deger dengesidir topragi kendi üretkenlik kök emek sorumluluk ve kaynagindan saglam dil tarih cografya yahut insan karakterli özgür ve özgün , edebiyat- sanat.
Baskasinda olup biten ne varsa herkeste de aynisidir cünkü akil fikir bilinc emek mantik dil sevgi saygi yakinligindan gidip yürütülen dünya. Ne sonsuz ve sürekli mutluluk vardir ne hic bitmeyen mutsuzluk. Bu yüzden devamli kendini terketmeye hazir ve baskasinin yüzeyseline bakip kendine durmaksizin imrenti yanilgilari kanatan kafa kulp dürtü güdüm ve aliskanlik yapisiyla tasiyip sürdürülmesi kesat yasam bedenini hic kacisi olmayan yikim ve tahribatlar yasatip tarumar edecgi mutlaktir. Bu yüzden insan, eger algisi ve aliskanligi sabitledigi soyutlukta hic hiz kesmeyen süreklilikle yitirip yikip yokettigi hayatini haric yerden bakip bulmaya özenip bulanirsa, kapsami cok daha genis icinden cikisi mümkün olmayan cürüme ve cöküntülerin anlamsiz ifadesiz harabesine dönüsür. Bu bakimdan ne herkesin her fiyakali haline bakarak kendine eziklik degersizlik mutsuzluk yüklemenin anlam irade mantik yahur iradesi vardir, ne de herkesi hice sayarak kendine herseyi sahiplenip idare etmeye kalkisan hükümran yeltenislerin hakki hukuku yahut yasam dogrusu.
Her ele gecirip herseye hükmetme arzusu kacinilmaz aci hüzün keder kaygi endise kusku güvensizlik karamsarlik eziyet sürgün gözyasi tahribat ve cogu zaman geri dönüsü olmayan üzüntü ve yikintilarin HARABE MIMARCILIGINA mütahitlik eder. Bu tabiata dogaya dünyaya dönük nasilsa, ilim bilim müzik resim siyaset egitim ekonomi mimari sinema iletisim ulasim sipor saglik dil kültür edebiyat ve sanatta da aynisidir. Günübirlik degiskenliklere yapisip kalarak kendine yabancilasan her ihmal yahut ihanet, gide gide ileri düzeyli hicbir etkiye tepki yahut cevap vermeyen felce veya ölümcüllere sorun biriktirip kök salar. Bu yüzden siyasetin medyanin ekonominin bankanin egitimin sanatin müziginyazinin sözün siirin ve edebiyatin toplumsuz yasayamayacagi degerleri harcayip tüketirken, yerine getirip koymasi sorumluluk ve yükümlüükleri keyfiyetlerine kalan birsey degildir, aksine akil fikir mantik paylasim bilgi deneyim emek vicdan ahlak ilgi saygi sevgi samimiyetle, sorup hesabini verebilme acik yürekliligiyle hayati zorunluluktur.
Bütün bunlar dolayisiyle öncesinden agiz sekil bicim ve dil artigi toplayarakkendine yol hiza kalip ölcü yapip yontmaya derdine tüm yasam enerjisini harcayip bosaltan daim düzenek,tiklim tiklim kir zehir kalabalik icinde bogulup ölürcesine yasadigi kentler gibi hayattan bikkin bezgin gergin kopuk uzak felc veya iflas iflahi kesik kentlesmeler gibi, dilini sanatini müzigini edebiyatini ayni arpik cöllesmenin ortak paydasi olarak felakete sürükleyip ilgisiz ifadesiz felce tabutlastirirken, saygin ve özgün insan yüklenmenin ne kisiligine karakterine güvenilir öznesini , ne de yasanilip sürdürülebilir hayatin can damarini bulabilmesi asla ve hicbir sartta olasi bitesi mümkün degildir.
Ben insanın kendi yokluğu kabir azabı karşılığında ecir eziyet fors satanlara çakılıp boyanıp süslendiği söz ses sekil poz ve nabız gürüh ve gürültülerine bakmıyorum ; hayatı taşıdığı özden ve içten çabalayıp çırpınarak nasıl insanlığı- şekil şemal şirret şikir biçim ezber kulp hile hurda kuyruk yanlı taraflı sembol ima kalıp güç ve gösteriş düşkünü ölümcül bağımlılıklara hınç haram harbeleşme ve bile bile hatalı zehirli niyet yontup heves gütmeye değil - tüm samimiyetiyle yaşatmak için üstüne vazife akıl fikir yol iz emek bellek bilinç duygu düş duruş düşünce davranışlar sahibi inanılır güvenilir katakterliğin sapasağlam yüreğine ve kalbine bakıyorum kalbine...

Ki bu yazı, durmaksızın eriyip tükenen dünya ve insanlık çoraklaşmadında günboyu aklını fikrini anlayılını ve dilini bızmuş sakata çıkartmış kendine folluğu çalınacak altın yumurtlayıcı kümesler aranılırlen ikide bir duruma ilişkşn yazdığımı kendi kalıbına göreliğin koşulladığı harf hece dil anlayım izah ezber ve kavrayışlarına edebiyat giydirip gezdirmediği
için yükler yüklemez silip süpüren ’ biz de olmasak nereye yazacaksınız ’ Antolojik Flologlama yakaşımlı Rampahanekere itafen yazıldı.
Seyfi Karaca.....Ağıstos / 19
Seyfi Karaca4058 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı :