maviyle danseden bir ağustos sıcağında
hasatta yanmış eli kolu suratıyla
komşu kentin köyünden geldi Mehmet
Ankara ya
hava değişimi yapmaya
sıkıntı atmaya
geniş kaldırımları işlek caddeleri
haydi aslanım aç pergelleri
akşam olmadan
yola geri koyulmadan
dolaşmak lazım
Kızılayın dört bir yerini
bulvarlara saf tutmuş tedirgin bankalar
parlayan camdan duvarlar
önlerinde tommiks gibi duran
attığını onikiden vuran
özel giyimli genç adamlar
Mehmet yandan ve kaş altından
bakarak geçti bankalardan

bir elin parmakları gibi uzanan
trafiğe kapalı olan
hareketli dar sokaklar
incik boncuk kitaplar
ışıldayan sanki yeni bir ay
hilal göbekli kızlar
göbek sarmış heryeri
kiminin buğday
kiminin süt rengi teni
mehmet baktı baktı baktı
tutundu bir ağacın dalına
ağzının suyu aktı

silkinerek vede kendine gelerek
yürüdü camlara camekanlara
dirsek temasında oturan
buharı camlara vuran
bir sürü yemek
tavuklar el sallıyorlar
mis gibi kokularıyla
dönerek

hooop kendine gel oğlum Mehmet
cepte para sayılı
çek bir köfte ekmek arası
bir şişe soğuk su
kurul şu banklara
daha ödenmedi ekin parası

simit satan çocuklar birde kuşlar
Mehmet e arkadaş oldular

tekrar kalktı Mehmet
karnı tok sırtı pek
akasyalar arasından süzülerek
sert adımlarla bulvarı
karşıdan karşıya çizerek
dost doğru güvenpark
genç yaşlı insanlar
toplanıyorlar durmadan
bugün pazar
korsan miting var
merak etti
bir göle karışan damla gibi
aktı derinlere kenardan

kalabalığın gür sesi
protesto ediyor hükümeti
lanetleniyor amerikan emperyalizmi
Mehmet uydu kalabalığa
bağırdıkça bağırdı
sevdi bu işi

etrafta yürüyen su tankları
suları kesik kentin serin suları
önce bir güzel ıslattılar Mehmet i
sonra kentin cam kalkanlı yağız neferleri
coplarını zülfikar gibi sallayarak
vurdular Mehmet in ıslak kıçına
şak şak şak şak
bu kuru canınla ha
meydan okursun ha
koskoca amerika ya
seni piç kurusu seni
protesto edersin ha
koskoca hükümeti

Mehmet düştü kalktı
öyle kolay değil kurtulmak
kaçanı kovalıyorlar
Allah Allah Allah...
Mehmet ya bismillah çekerek
başlarıyla uzay adamlarına benzeyen ramboları
ince vücut çalımlarıyla ekarte ederek
vede beşinci videse geçerek
beş dakikada koştu
Kızılaydan Ulusa

ulus ta
Atatürk heykelinin altında
küfür küfür eser Ankara
bu kovalamacadan sonra
iyi geldi
hem kuruttu ıslak Mehmet i

sonra kalktı dikildi ulusun ortasına
önünden top sakallı beyler geçtiler
akça suratlarıyla tebessüm ettiler
gülümsediler
top sakal son zamanlar moda
Mehmet düşündü ürpererek
entelleşmek küreselleşmek
tekrar köyü geldi aklına
yeni doğmuş bebesi
köyünün kara inekleri
coşkun dereleri
ceviz ağaçları
kırmızı erikleri

birden sızladı kıçındaki cop izleri
saatine bir göz atarak
kalabalığa karıştı sessizce
elleriyle
poposunu
tutarak

Fikret Kemal Aslan

2.00/5 Toplam verilen oy : 1