Şiir Tutkusu

Menü

Boks Spor mu ? Vahşet Mi?

“BOKS”  SPOR MU ? VAHŞET Mİ?
 
Bu yazımda sizlere bir spor dalı olarak kabul edilen boksun olumsuz tarafları  hakkında bilgiler vereceğim. Konuya geçmeden önce, spor sözcüğünün  sözlük anlamına bir bakalım. Kişisel veya toplu yarışlar biçiminde yapılan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümüne “spor” denilir.Bu tanımdan hareketle boksun tanımı ise : “Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu “ anlamına gelen bir  kelimedir.
Ülkemizde ve dünya ülkelerinin  pek çoğunda ilgiyle izlenen boks, dünyanın bilinen en eski spor dallarından birisidir. Boks’un tarihine bakacak olursak, eski Yunan'da ve Roma'da boks önemli sporlardan birisiydi. Ama bu spor acımasız bir biçimde yapılırdı ve dövüş genellikle boksörlerden biri ölünceye kadar sürerdi. Daha sonra yasaklanan boks, 18. yüzyılın başlarında İngiltere’de yeniden ortaya çıktı. 1719'da James Fig, Londra'da bir ring kurarak hem ders verdi, hem de bütün rakipleriyle dövüştü. Çıplak yumrukla yapılan bu dövüşlerin kuralları yoktu ve çok acımasız biçimde bazen saatlerce sürüyordu. İngiltere’de 1866'da Amatör Spor Kulübü kuruldu. John Chambers ve VIII. Queensburg markisinin yönlendirmesiyle eldivenle yapılan maçlar için kurallar getirildi. Böylece çağdaş boksun temelleri atılmış oldu.
Türkiye'de boksa ilgi I. Dünya Savaşı sonrasında başladı. 1919'da İstanbul'da ilk boks kulübü kuruldu. Türkiye'de profesyonel boks 1950'lerde başladı. 1923'te Boks Federasyonu kuruldu.
Yetkililer, Avrupa' da boksa başlama yaşının ilkokula başlama yaşı olduğunu, Türkiye’de ise bu yaşın 9-10  yaş  olduğunu belirtiliyorlar.Türkiye’de boks;  minik, alt  minik, yıldız, genç ve büyükler olmak üzere çeşitli katagorilere ayrılıyor.
Birçok ülkede halen, boksun ve halterin spor sayılıp sayılmadığı tartışılıyor.Boks sporunun genç yaşlarda vücutta kalıcı hasar bıraktığını söyleyen birçok hekim, boksun bir şiddet gösterisi olduğunu savunuyor.Uzmanlar, boksun bir spor olmadığını, insanlara fiziksel olarak zarar verdiğini, dişlerin kırılıp, insanda deliliğe  yol açtığını belirtiyorlar. Ayrıca,  kafatasına alınan her darbede beynin hasar görebileceğini belirtip, şu örneği veriyorlar: “Yumurtayı elinizde ileri geri hareket ettirerek sallayıp için açtığınızda sarı ve beyaz kısmının karıştığını görürsünüz. Kafatasına alınan darbeler de böyledir. Gelen bir darbede, kafatası içindeki beyin dokusu ileri geri hareket eder, bu durumda kafatası kemiklerinin iç yüzeyine çarpan beyin dokusunda da ciddi tahribatlar oluşabilir.”
Türkiye'deki hekimleri temsil eden bir meslek örgütü olan  Türk Tabipleri Birliği’nce yapılan açıklamada boksta zaferin, karşısındakinin devam etmesini engelleyecek derecede zarar görmesiyle eşanlamlı olduğu vurgulanarak boksun bir spor olmadığı, aksine şiddet ve saldırganlığı yüreklendirdiği bildirilerek  yasaklanması istenmiştir. Çünkü boks, disiplin, kontrol ve kondisyonu geliştirme özelliği nedeniyle önerildiği iddia edilse de aslında şiddet ve saldırganlığı yüreklendirici olabilmektedir.Bilimsel veriler, profesyonel ya da amatör boksun sağlık için ciddi tehlikeler içerdiğini göstermektedir.Beyin, baş, gözler, kulak, boyun, burun ve pek çok diğer organda özellikle uzun dönem içinde geri döndürülemeyen harabiyet oluşturmaktadır. Dünya Tabipler Birliği'nin 1983 yılında Venedik'te yapılan 35. Genel Kurulu'nda benimsenen rapora göre de boks tehlikeli bir spordur. Diğer sporların aksine boksta temel amaç,  karşı tarafa bedensel bir zarar vermektir. Boks ölümle sonuçlanabilir ve dikkat çekecek sıklıkta kronik beyin zedelenmesi ortaya çıkarır. Bu nedenle Dünya Tabipler Birliği boks sporunun yasaklanmasını önermektedir.
 Şiddeti küçük yaşta öğrenen çocuklar, insanlarla olumsuz ilişkiler kurmaya başlar. Bir de çevrelerinin o küçücük çocukları dövüşmeleri için motive ettikleri düşünülürse; çocuğun iletişim kurmanın yumruk atmaktan geçtiğini düşünmesi son derece doğaldır. Çocuklar ve ergenlik çağındakiler için boks asla kabul edilemez. Onları şiddeti çağrıştırmayan diğer spor alanlarına yönlendirmek daha doğru olacaktır.Bütün bu görüşlerin ışığında Türk Tabipleri Birliği, üyesi olduğu Dünya Tabipler Birliği  gibi, boks sporunun yasaklanmasını öneriyor.
Amerika'da profesyonel boksörler arasında yapılan bir araştırma uzun süre boks yapan kişilerin reflekslerinin zayıfladığını ve hafıza kaybına uğradığını ortaya koydu.The Physican and Sports Medicine dergisi; ortalama 25 yaşında olan ve 10 yıldır boks yapan 42 boksör üzerinde yaptığı araştırma sonunda, boksörlerden 2'sinin beyin travması geçirdiğini, 17'sinin de geçirme riskinin çok yüksek olduğunu belirtti.
Nörologlar, boksun olimpiyat sporlarından çıkarılması ve açık gösterimden yasaklanması yönünde görüşler belirtmektedirler.Dünyada ve ülkemizde ringlerde pek çok sporcu geçirdiği beyin travması sonucu yaşamını yitirmiştir. Diğer sporlarda da ölümlere rastlamak mümkündür. Ama durum  boksta farklı.Bile bile ölüme davetiye çıkarılıyor.
İki insanın  acımasızca ve intikam hırsı içinde birbirlerini dövdükleri  ve adına da boks dedikleri spora  ben spor değil, şiddet  diyorum. Hatta daha da ileri gidip, profesyonel olarak boks ile uğraşan bazı kişilerin özel yaşantılarının incelendiğinde, agresif olduklarını ve saldırgan tutum içine girerek çevrelerine zarar verdiklerini, bunun ise temellerinin gençlik yıllarında boksla uğraştıkları için olduğunu söyleyeceğim. Kişisel düşüncem bu yöndedir ve ben hiçbir şekilde boks’u “spor” olarak görmüyorum. Hele ki, iki bayanın bu sporu(!) yaparken birbirlerini dövmesi kadar garip bir olay yok. Sadece tebessüm ediyorum izlerken. Saç saça baş başa kavgalarına tanık olduğumuz kadınlar, bundan böyle kendilerini müdafaa etmek için soluğu boks ringlerinde alacaklardır. Şaka gibi ya.
            Bir de halter sporu yapan bayanlar ilgimi çekiyor. Dikkat ediniz, bakınız, erkeksi tavırları, güçlü adaleleriyle kadın mı erkek mi oldukları pek seçilemeyen, kullanmış oldukları sportif ilaçlar ve yaptıkları ağır (!) spor yüzünden bir kadından öte erkeği andıran ağır işçilerdir onlar.
             Hatırlayınız, Tyson, 20 yaşında dünyanın en genç ağır sıklet şampiyonu unvanını almıştı.Sonrasında bir çok adi olaya bulaştı, alkole, uyuşturucuya alıştı. Tecavüzden içeri girdi.Bir boks müsabakasında karşı karşıya geldiği  Holyfield'in kulağını ısırıp kopardı. Unvanını kaybetti.İçindeki canavarı uyandırmamak için et yemiyormuş ve  kahve içmiyormuş. Tabiri caizse, sağı solu belli olmayan ruhsal yapısı her an değişen  nörotik bir vak’a.         Aslına bakılacak  olursa, boksörlerin önemli bir bölümü kenar semtlerden, sokaklardan gelmiş insanlardır.Çoğu boksör  zamanla yer altı dünyasına girmiş, gece hayatı ve karanlık işlerle haşır neşir olmuş veya barlarda fedailik yapmışlardır.
       Ne diyordu Ulu Önderimiz “ Ben, sporcunun, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.”
           
 
Vecdi Murat SOYDAN
08 Kasım 2011-Isparta
 
 
 
 
Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan