Şiir Tutkusu

Menü

Sol Anahtarının Çengelinde Kirinden Arınamamış Bir Yürek Asılı

“bazıları kendilerini temiz…birilerini kirli
kendilerini doğru...diğerlerini eğri görür”

oysa...;
-Dünyaya isteyerek gelinmez
cennet de cehennem de kimin cebinde bilinmez-
.
hiçbir ehl-i namusun ar perdesi…
durup dururken delinmez
pamuk tarlasında zenci kuş olmaya benzer
tüm anıları tecavüz işgaline uğramış bir fahişenin…
mazisi mendille silinmez
içine konmadık ne var ki zaman kazanının
tövbesini arayan günah da
av tarlasında vicdan arayan avcı da…
sonunda ne bulur bilinmez
.
zira gelecek…
bilinmezin yurdudur
dün ise…
ağız dolusu keşkeler kuyusudur
nereden eseceğini bilmek gerek rüzgârın
bazı yangınlar felaket olur
bazıları iç ferahlatıp yürek soğutur
.
oysa…;
üşümez hiçbir yüce dağın doruğu…
busesini daima göğe kondurur
bir bulutun omzuna koyamazsa başını
ecelini çağırır her kuş…
ne zaman ki kanat çırpmayı unutur
.
inceldiği yerden kopmayınca zaman
gövdesine ağır gelir başak
ve insanı üzüm tanesi gibi sıkar hayat
masumiyet mi kutsiyet mi açmazında…
acıdan ızdıraptan taşar Fırat

o hayat ki;
-kristal bir vazodur-
insanın kurt yanının kuzu yanını yememesi …
barışık olma mücadelesiyle geçer çoğu zaman
doğrularını alıp gider herkes… faili meçhûldür her yalan
oysa -evrildikçe insana…
yanlışın çoklarından arınıp…
doğrunun sere serpe kucağına düşer adam olan-
.
zira her yanlış…
-yapanı yutmaya hazır bir çukurdur-
hangi çukur…içine biri düşmeden ağzını kapatmış ki
hangi ehl-i namus durup dururken ar perdesini yırtıp atmış ki
.
kimse istemez…
kokusuna kurban menekşe misali solmayı
darağacında dal
yanma meyline yenik düşmüş kor olmayı
.
linç kapkara…öfke kıpkızıl
namus…üstüne basılmış mayın
içerde delişmen bir arzu…ağır mı ağır
oysa…;
meyve sevdasına ağaçtan düşen…
ancak insaflı bir el’le ayaklanır
zira hoşgörü toz pembe…
umut çelik gibi…yalçın kayadaki sabır
.
-yaprak dala…insan insana tutunur
yoksa ömür…
yorgun bir uçurtma gibi yere çakılır –

/…velhasıl…
sol anahtarının çengelinde kirinden arınamamış bir yürek asılı
ya ölümü doyuracaksın eceli emzirip…
yani koparacaksın yeşili dalından
ya da kemanın kırık telinde bir kumrudur deyip
ezgiler uçuracaksın…yaşamın gülümseyen yanından…/

//…yine de…;
ne güller…kokmaktan usanacak
ne de gönüller…güle kapanacak
üflesen…cehennem tutuşacak
içine çeksen…cam kırıkları doluşacak
.
zira seyircisiz de oyuncusuz da hayat sahnesi olmaz
güneş vurulmaz
içeri güneş aldı diye...
bir kentin tüm pencereleri kırılmaz
-duvar dediğin yosununa katlanır-
ve -karanlık...
ancak ışıkla yıkanır-
.
saat hep öfkeye kurulmaz
kanayan yaraya töre basılmaz
başaklar…sadece hasat için tırpanlanır
.
diken olmayı kim ister ki...
gülün göğsünde ışıl ışıl çiy damlası olmak varken
zira yaşam rengârenk
oysa…;
cennetin karşı kıyısı cehennem…//

1984
tahsin özmen, bez bebekler de üşür, çatım ajans&baskı
yay, ank, 2006
Tahsin Özmen64 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
5.00/5 Toplam verilen oy : 4
Ekleyen Kullanıcı : Tahsin Özmen