Şiir Tutkusu

Menü

Bir Tanem

Hoş geldin bir tanem, ne iyi ettin de geldin,
Hoş geldin tatlı gülüşlüm, eli kınalım, dudağı ballım,
Hoş geldin, safalar getirdin şirin sözlüm, iki gözüm,
Şimdiye kadar nerelerdeydin, çok geç kaldın…

Kabullenemedim işte, içime bir türlü sindiremedim,
O yaban ellerde bunca zaman tek başına nasıl yaşadın?
Kör bir kuyudaydın, rüyamda gördüm seni,
Ağlıyordun, elin gurbetinde çırpınıyorken bir başına,
Duydular da duymazdan geldiler arşa çıkan ağıtlarını…

Affet beni canımın içi, gönlümün nuru,
Bunca zamandır can yoldaşın olamadım,
Silemedim göz yaşlarını, dert ortağın olamadım,
Elim kolum bağlıydı, ayaklarımda kilolarca prangalar vardı,
Gelemezdim de yanına, adresini bulamadım...

Hep bir eksiklik vardı bende, sonuçta yarım bir adamdım,
Sana ‘’canım benim ‘’ derken bile, içimde kaç canlar yanardı,
‘’Kar tanem ‘’ demeyi düşündüm de, sonra vazgeçtim,
Sonuçta kar taneleri de erirdi...

‘’Bir tanem’’ desem, nar tanelerine haksızlık olurdu,
Hesabı kitabı karıştırdım, şaşkın bir bakkal gibiydim,
Hep sordum kendime, ‘’ bir tanemken’’,
Yüreğimde nasıl bu kadar çoğaldın?

Bunca zamandır elim eline değmedi,
Gözlerine bakamadım, bir buse konduramadım yanağına,
Gelemedim yanına, oysa ben olmalıydım yanında,
Aşk sözcüklerini kulağına ben fısıldamalıydım,
Ve sarılmalıydım sımsıkı sana…
İkimizin yerine çok ağladım, hep yarım kaldı sevinçlerimiz,
Tam kavuştuğumu sanmıştım ki, gördüğüm bir rüyadan ibaretmiş,
Olsun be güzelim, ben rüyalarımda bile seninle huzur doluyum…

Ses verirsin diye yıllardır kulağım kapıdaydı,
Gözlerim yollarda içli içli ağladı…
Ruhum daima yanındaydı, senden hiç ayrılmadı,
Sızı duyan bedenimdi, bunca yıl *Araf’ta kaldı…
Ve bir gün olsun hiç şikayetçi olmadı.

Kaybolan yılları şimdi çöpe attım,
Sen geldin ya, gerisi yalan…
Bak nasıl da bize gülümsüyor, üstümüze doğan güneş,
Kötü günler mazide kaldı, sen yeter ki gitme,
Gitme benden gözünü seveyim,
Sevgi de aşk da bizden yana…

Biliyordum, geç de olsa geleceğini biliyordum,
Varsın olsun, bunca yıl uykusuz kalmışım,
Üzülmüşüm, ağlamışım, dert sahibi olmuşum,
Senin için değer bir tanem, sonuçta tatlı bir yorgunluktur bu…
Sen geldin ya, bak nasıl da çocuklar gibi şenlendi yüzüm,
Haydi koşarak gel bana, sarıl boynuma,
Ama önce bir soluklan, kıyamam sana,
Sus, tek bir söz söyleme, yorma kendini,
Çok uzak yollardan geldin, dinlenmelisin,
Sana kendi ellerimle, yorgunluk kahvesi yapayım,
Sonra da seni dizime yatırıp, uyutayım…

Sen iste canımın içi, ruhum da bedenim de senin,
İzin ver bana, özlemimi dindireyim,
Dudağından saatlerce, soluksuzca öpeyim,
Tenin ilaç olsun, yaralarımı sarayım…

Dur, daha bitmedi isteğim,
Gel, otur yanı başıma,
Şerefine kırmızı bir şarap açayım,
Sevinçten olsun bu kez,
Doyasıya birlikte ağlaşalım…
Yine kıyamadım sana, kıyılmaz ki sevilene,
Sen koy başını göğsüme,
Senin yerine de ağlayayım…

Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
04/01/2015- Saat: 21.30-Isparta

*Araf, bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeridir.
Vecdi Murat SOYDAN474 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
2.5/5 Toplam verilen oy :
Ekleyen Kullanıcı : Vecdi Murat Soydan