Şiir Tutkusu

Menü

Sakat Süvarinin Karısı

Meğer çoktan dökülmüş

aynalardan sırlar,

çoktan yayılmış kanser kokusu

apartman

boşluklarına

ve karanlık pencerelerde

eski bir çığlık gibi yaşıyormuş

kadınlar...

Yoksa der miydim anneme

küstah bir

şaşkınlıkla,

bırak artık bu beklemeleri, diye

çünkü güzel günler geride kaldı,

beklenen o güzel günler

O da biliyordu oysa

bahtsız kadınlar kabilesinde

ölümün

sıradan günlere paylaştırıldığını,

felaketlerin basit sezgilerle farkedilip

yürek ağrılarını dindirdiğini.

Nitekim vazgeçmişti artık

ipekli kumaşlar dikip

sakat süvariyi beklemekten...

Konuştuk uzun uzun

-balolar, danslar, şenlikler ve

Cumhuriyet...

Sonra başını açmasını

söyledim ona

durdu... düşündü...

ve karanlık anlamları

bırakarak ardından

incecik bir yalnızlık gibi

sokaklara çıktı,

hatırladı kendini... ürperdi...

Akşamdı... Bizim gibi adamlar

haber verdi

ölüsünün Mercan Karakolu'nda

bekletildiğini.

Başörtüsünü

ve amelelere Harb-ı Umumiyi

anlatan

sakat süvariyi kahveden aldım.

Ne babamın polislere anlattığı

dokunaklı anılar,

ne de kirli deniz kokan

saçları tanık

oldu ölümüne...

Onun ölümü ne kanser,

ne kocası,

ne komşular...

Ölümü, elimde buruşturduğum

bu başörtü

bu baş... bu örtü...

bu baş... bu örtü...

bu baş... bu örtü...
Cezmi ERSÖZ8 şiiri bulunuyor
Paylaşabilirsiniz:
5.00/5 Toplam verilen oy : 1